Tanımlı ve Tanımsız/Açık Merkez ne demek?
Tanımsız merkezler bizde yok mu demek oluyor? Benim bi eksikliğim mi var? Tamamlamam, tanımlı hale getirmem mi gerekiyor?
Bunlara cevap verelim:)
Human Design beden grafiğimize baktığımızda 9 farklı geometrik şekil görüyoruz (aşağıda ki görsel) ve buraya ekleyeceğim yazıda, bu merkezlerin her biri hakkında özet bilgi veriyorum, tanımlı olması durumunda nasıl çalıştığını, tanımsız / açık olması durumunda nasıl çalıştığını, öz-olmayan yani sağlıksız şekilde çalıştığında nasıl belirtilerini yaşıyoruz ve nasıl öze çekebilirizi kendmizi (sorularla...), Öz- olan yani sağlıklı şekilde çalıştığında nasıl bir etkisi oluyor? Bunların her birini merak ediyorsan, süper ama bunlara geçmeden önce tanımlı ve tanımsız/açık ne demek iyice anlamak gerekli.
Her merkez aslında bir enerji merkezidir ve onların tanımlı çalışıp çalışmadığı, o merkezin enerjisine bizim erişimimizin nasıl olduğu bilgisini verir bizlere. Yanı 9 merkezin 9'u da her birimizde var, eksiklik veya tamamlanması gereken bir durum yok. Sadece çalışma şekilleri farklılık gösteriyor. Genelde burada hep bir "eksik", "tamamlanması gereken" bir şeymiş, tanımsızlıklarımız, gibi bir algı oluşuyor. Şunu anlamak çok önemli; Eksiklik diye bir şey yok:).
Her birimiz spesifik bir boşluğu doldurmak için, tam o boşluğu doldurmamız için gereken güçler ile geldik. Bunu ancak ve ancak potansiyelimizi gerçekleştirdiğimizde tam olarak algılayabiliyoruz, evet. ama... Potansiyeli gerçekleştirmek, o güçleri kullanabilmek ve artık doldurmaya geldiğimiz boşluğu doldurma kısmına geçmek için bir yerden başlamalıyız.
Başlangıç noktamız her zaman ENERJİ TİPİMİZ'i ( manifestör, projektör, jeneratör, manifeste eden jeneratör, refletör ) anlamak. Enerji tipimizi anladıktan sonra otoritemizi (ileride otoriteler ile ilgili de bir yazı koyup buraya bağlantı vereceğim) anlamak! Ve bilgi olarak aldıktan sonra, onları kullanmaya, denemeye başlamak... Denemedikçe, salt bilgi olarak kaldığında maalesef kendimiz ile bağlantıya geçemiyoruz, bizim için bizden başka kimse bir şey yapamaz... Bu sebeple KENDİNİ gerçekleştirmeyi de SADECE KENDİN yapabilirsin. Rehberlik / Analiz alarak potansiyelini BİLGİ olarak ÖĞRENEBİLİRSİN... ama bunları (yani senin bedeninin hayat ile etkileşime geçmesini sağlayan araçlarını) kullanmadığın sürece, sadece kullanmadığın diğer bilgilerin yanında örümcek ağlarına mahkum olurlar.
Şimdi benden grafiğimize bakarak bu TANIMLI ve TANIMSIZI / AÇIĞI nasıl ayırt edeceğimize bakalım...
Yukarıdaki görselde de görüldüğü gibi eğer içinde renkli bir merkeziniz varsa, bu tanımlı bir merkezdir, yani enerjiyi o merkezde sabit ve tutarlı bir şekilde yaratır beden. Renkli olmayan veya beyaz olan bir merkez varsa, bu açık veya tanımsız bir merkezdir. Yani orada üretilen enerjiye erişimi (grafik sahibinin) sabit ve tutarlı değildir. O merkez HAKKINDA öğrenmeye gelmiştir kişi ve bu öğrenim deneyimi sonunda bilgelik potansiyeli vardır ve diğerleri için bir dış otorite olma potansiyeli vardır.
*Açık merkez, o merkezde uykuda kapı (renksiz merkezde renkli olan kapı) olmadığı anlamına gelir ve tanımsız ise o merkezde en az bir uykuda kapı olduğu anlamına gelir (aşağıda gösterdim).
Herhangi bir açık merkez, öğrenmek için burada olduğumuz bir yerdir, bu yüzden bu alanlarda en fazla koşullanmaya maruz kalıyor oluyoruz. Çünkü başkalarından o enerjiyi alıyoruz veya gezegen transitleri tarafından aktive ediliyorlar. Bizde açık olan bu merkezleri tanımlamış hemen hemen herkesten ve her şeyden enerjiyi ÖDÜNÇ alabiliriz.
Bunu ödünç alıyoruz çünkü bizde sabit ve tutarlı şekilde çalışmayan "bu" enerjiyi öğrenmek için buradayız ve yaşam bizi "maruz" bırakarak öğretiyor. Bizler de bu enerjileri açıklıklarımızdan, tanımsızlıklarımızdan içeri konuk ediyoruz ve ALGILAYABİLMEK adına büyütüyoruz.
Büyütmek mercek altına almak olarak düşünülebilinir... İncelemek için amplifiye etmemiz gerek ama İNCELEMEK için, onu KENDİMİZİN SANMAK İÇİN DEĞİL...
Tam olarak burada koşullanıyoruz, o ödünç alınan enerjiyi KENDİMİZİN sanıp oradan kararlar vermeye başlıyoruz, hareket edip, eyleme geçmeye çalışıyoruz... Ve sonuç DİRENÇ!
ÇÜNKÜ, bu enerji BİZİM değil, bizim sistemimizde sürekli ve tutarlı, sabit bir şekilde çalışmıyor, geliyor, gidiyor, gelip giden bir şeye bağlı karar verdiğimizde, gittiğinde o şeyi yapacak bir özelliğimizde gitmiş oluyor ve sürdüremez oluyoruz öz olmayanımızdan verdiğimiz karar ile...
ÖZ OLMAYAN, ne güzel bir tanım değil mi?
Özün değil çünkü ÖDÜNÇ... Sana ait değil, sende başka şekilde çalışıyor. Sende o enerjiyi ÖNCE tanımak sonra sana ait olmadığını fark etmek sonra da başkasının enerjisi olduğunu anladığında yani o kişilere (eğer senden talep edildi ise) rehberlik etmek (buradaki rehberlik illa iş olarak koçluk/mentörlük olmak durumunda değil, bir arkadaşımıza da o istediğinde eğer bizimde onu yapma enerjimiz varsa, o konuda açıklıklarımızdan gelen enerjiyi okuyarak konuşuruz ve bunu bilinçli şekilde yapmıyor oluruz)...
Bu tanımsız olduğumuz merkezler yaşama hediyelerimizi sunduğumuz yerler aynı zamanda...
Bilgelik potansiyelimizin, kendimizden diğerlerine sattığımız kısımlarımız.
Bir iş yaparken biz açıklıklarımız sayesinde yapıyoruz aslında:)
Buralardan bilgileri satıyoruz diğerlerine...
Tanımlılıklarımız bizim süper güçlerimiz. Onlar varlar... Mevcutlar ve sabit bir şekilde ve tutarlı bir şekilde işliyorlar sürekli bedenlerimizde. Biz bu süper güçlerimizle hayatı açıklıklarımızdan deneyimliyoruz. Çünkü bilinmeyeni bilmeye doğru giden bir yoldayız.
Ama koşullanmalarımız da buradan oluyor çünkü zihin her zaman yeniye açtır, hep bilinmeyeni, sıkıcı olmayanı ister ve açıklıklarımız da burada tam bu tanıma uyuyor, orada bilinmezlik var.
Bu sebeple açık ve tanımsız merkezlerimizin öz-olan ve öz- olmayan durumlarını bilmek bizim koşullanma şeklimizi fark etmemizde kolaylık sağlar ve pratik yaptıkça bunda ustalaşmaya başlar strateji ve otoritemize daha rahat teslim olmaya başlarız.
Kendimizle, koşullanmalarda arındırma sürecinde, bilinçli sorular ile çalışabiliriz.
Bunu da merkezler yazımda anlatıyorum, her merkezinkini tek tek (yazı yakında gelecek).
Bu sistem bizi güçlendirmeyi, kendimizi sevmemize ve kendimizle derin bir bağ kurmamıza yardımcı olmayı amaçlıyor. Bize hayatın içinde en iyi nasıl akabileceğimizi ve en otantik hayatımızı nasıl yaşayabileceğimizi göstermek için burada.
Hatırlatayım; Stratejimizi ve Otoritemizi kullanmadığımız sürece Human Design sadece bir potansiyeli anlatmış olur... O potansiyeli gerçekleştirmek düşünerek değil, deneyimleyerek oluyor.
Comentarios